— Sektörünün Benzersiz Olduğunu Düşünen Tüm İşletme Sahiplerine için —
İşletme sahiplerinin çoğunun zihninde aynı cümle döner:
“Bizim sektör çok farklı, biz de olmaz… Bir koç bunu anlayamaz.”
Bunu eczacı da söyler, avukat da söyler, sanayici de söyler, restoran sahibi de söyler, üretim tesisinin sahibi de söyler, yazılım firması kurucusu da söyler, terzi de söyler, kuaför de söyler, lojistikçi de söyler, kargo işletmecisi de söyler.
Ve herkes aynı cümleyle bitirir:
“Bizim iş biraz farklı…”
Tatlı bir ego karışımı, biraz endişe, biraz korku…
Ama gerçek şudur:
Sektörün ne olduğu değil, işletmenin ne kadar sağlıklı çalıştığı önemlidir.
Şimdi size bir sır vereyim: İşletmelerin hepsi—evet, hepsi—aynı anatomiden oluşur.
İster fabrikası olan bir sanayici, ister butik pastane, isterse köşedeki market…
Her işletmenin büyümesi, kâr üretmesi, düzenli çalışması ve ölçeklenmesi aynı sistemlere bağlıdır.
İyi bir işletme koçu her sektörünün dinamiklerini çok detaylı bilmeyebilir bununla birlikte bir İşletmenin anatomisini en iyi tanıyanlardandır! Bu bilgi, bütün sektörlerde işe yarar.
Gelin şimdi bunu parçalarına ayıralım.
Tüm İşletmelerin Anatomisi Aynıdır (Sektörünüzden Bağımsız)
Bu cümleyi iddialı bulabilirsiniz. Ama işin mutfağına girdiğinizde bunun ne kadar gerçek olduğunu görürsünüz.
Her işletme aynı sorulara cevap arar:
- Müşteri nereden gelecek?
- Müşteriyi nasıl elde tutacağız?
- Ekibim nasıl işletecek bu sistemi?
- Patron kaç saat çalışacak?
- Kârlılık nasıl artacak?
- Büyüme nasıl ölçeklenecek?
- Ne zaman oto pilota geçeceğiz?
- Zaman yetmiyor, ben olmazsam nasıl dönecek bunca iş?
- Nakit akışını nasıl kontrol altına alacağım?
- Bu işin sonu nereye varacak?
Bir eczacı da bunu sorar, bir yazılımcı da, bir metal işleme fabrikası da, bir otel sahibi de, bir hukuk ofisi de.
Sektörler farklıdır; sorunlar aynıdır.
Bu yüzden işletmelerin anatomisi tek bir modele dayanır:
6 Adım Metodolojisi.
Bu metodoloji sektörlerin değil, işletmenin bir bütün olarak nasıl çalıştığının modelidir.
Şimdi bu 6 adımı her sektöre dokunarak anlatalım.
1) Temeller – Düzenin Kurulduğu Yer
Her işletmede ilk sorun “zaman”dır.
Bunun sektörü yok.
Avukat da boğulur, eczacı da boğulur, sanayici de boğulur, restoran sahibi zaten nefes alamaz.
Temeller oturmadan hiçbir işletme nefes almaz.
Burada koçun işi:
- Şirketiniz nihai hedefi nedir? Yani Vizyonunuz, misyonunuz net mi? bBunu herkes biliyor mu? Ya kültür değerleriniz? Ortak paydanız ne ekibinizle ve müşterilerinizle?
- Zamanı yönetmenin. Değil kendini yönetebilmenin meziyet olduğunun farkında mısınız?
- Finansal farkındalığınız ne. kadar güçlü? Kontrol panellerinizi oluşturdunuz mu?
- İşletmenizde tüm süreçler tutarlı mı yoksa her adımda kaotik deneyimler mi yaşanıyor?
Eğer işletmenin sahibi sürekli itfaiyeci gibi yangın söndürüyorsa, sektörünü bilmenin aslında pek de bir anlamı yoktur.
Sorun işletme sahibinin rolündedir.
2) Niş / 5 Adım Formülü – Pazarlamanın Evrensel Yasası
İster emlak bürosu olsun, ister e-ticaret mağazası, ister oto yıkama, ister üretim tesisi…
Hiç fark etmez.
Pazarlama aynı formülle çalışır:
Doğru niş → doğru garanti → doğru hedef kitle → doğru lead→ doğru satışa dönüşüm yani pazarlama rakamlarınızın doğru ölçümlenmesi ve doğru hedeflemelerle doğru stratejilerle aksiyona geçilmesi.
Bir dershane de yeni müşteri ister, nalbur da, yazılım firması da, dönerci de, B2B sanayici de.
Koçun görevi burada sektör jargonunu ezberlemek değil;
“Bu işletme doğru müşteriye doğru mesajı veriyor mu?” sorusunu sorup her işletmeye özel bir pazarlama hunisi tasarlamaktır.
Bu yüzden başarılı koçlar sektör bilmek zorunda değildir.
Pazarlamanın evrensel yasalarını iyi bilirler çünkü…
3) Kaldıraç – Sistemler Kurulmazsa İşletme Yürütülmez
Sektörün adı ne olursa olsun, sistem yoksa işletme çöker.
- Sistem ve Teknoloji
- Tedarik ve Dağıtım
- Finansallar/Test ve Ölçümler
- Ekip ve Eğitim
Alanlarında sistemin kurulması için detaylı çalışmaları planlayıp aksiyona geçirir.
Bir kuyumcunun sistemi de gerekir, bir lojistikçinin de, bir pastanenin de, bir fabrikanın da.
Her işletmenin “tökezleyen tarafı” sistemlerdedir.
Koç burada “Senin sektörde süreç şöyledir” diye ahkâm kesmez.
Onu sen zaten biliyorsun.
Koçun gücü,
“Burada işletmenin enerjisini sömüren kritik nokta hangisi?”
sorusuyla başlar.
Sonra işletmenize özel bir kaldıraç sistemi kurar.
Sektörün değil, işletmenin teknik ihtiyaçlarına göre.
4) Ekip – Her Sektör İnsanla Çalışır
Bir işletmenin en hassas yeri burasıdır.
İster egzotik hayvan kliniği olsun, ister denizaltı parçaları üreten bir atölye…
İster uzay simülasyonu yazılımı geliştiren bir AR–VR firması, ister antika müzik aletleri restorasyon atölyesi…
İster dronla tarım teknolojisi yapan bir start-up olsun, ister adli bilişim laboratuvarı…
İster tiyatro prodüksiyon ajansı, ister endüstriyel koku mühendisliği firması…
Fark etmiyor.”Hepsinde aynı soru vardır:
“Doğru kişi doğru yerde mi?
Roller belli mi?
Ekip oyunu oynanıyor mu?”
Sektörlerin farklılığı burada da anlam ifade etmez.
Çünkü insan insandır…
İşin olduğu her yerde iletişim, delege etme, hesap verebilirlik, hedeflerle yönetim gerekir.
Koçun gücü, “Kazanan Takımların 6 Anahtarı” ile ekipteki rol ve aidiyet karmaşasını çözmek,
sorumlulukları netleştirmek,
ve işletme sahibinin liderlik kapasitesini büyütmektir.
Bu işin sektörel bir tarafı yoktur— tamamen evrensel liderlik prensipleridir.
5) Sinerji – İşletmenin Oto Pilota Geçtiği Seviye
Her işletme burayı hedefler.
Her işletme sahibi gözünü bile kırpmadan “Beni buraya götür” der.
Sinerji; işletmenin
- ödeme sistemlerinin,
- operasyon süreçlerinin,
- insan kaynağının,
- pazarlama akışının,
- satış motorunun
birbiriyle entegre çalışmasıdır.
İşte burası sektörün tamamen önemsiz kaldığı aşamadır.
Çünkü bir işletme iyi yönetiliyorsa, sektör otomatik olarak ikinci planda kalır.
Çalışan sistem her şeyin önüne geçer.
Koçun gücü burada zirveye çıkar:
İşletmeyi kendine bağımlı olmaktan çıkarıp kendi kendini yöneten bir yapıya dönüştürür.
6) Sonuçlar – Büyük Kararın Verildiği Yer
Burada işletme sahibinin önemli bir karar vardır:
- Bu işletmeyi daha da büyütecek miyiz?
- Yeni bir yatırıma mı girilecek?
- Yurt dışına mı açılacak?
- Franchise mı verecek?
- Yoksa exit mi edecek?
İşletme sahiplerinin hepsi, kendilerine bağlı olmadan da tıkır tıkır çalışan ticari, karlı işletmelere dönüştüğünde bir karar aşamasına gelir.
Ve bu kararın sektörel tarafı yoktur.
Bu tamamen işletmenin olgunluk seviyesinin bir sonucudur.
6 adımı doğru uygulayan herkes aynı yere gelir.
Peki Bir Koç Bunu Sektörü Bilmeden Nasıl Yapar?
Çünkü bir koçun işi “sektör uzmanlığı” değildir.
Bir koçun işi:
- İşletmenin neresinin çalışmadığını görmek
- Ne eksik, ne fazla olduğunu anlamak
- Nerede verim kaybı olduğunu tespit etmek
- Neresinin büyüme potansiyeli taşıdığını ortaya çıkarmaktır.
Koçun gücü sektör bilmesinde değil,
işletmenin anatomisini okuyabilmesindedir.
İşletme sahibi sektörü zaten biliyor.
Koç ise bildiğini iş modeli haline getirir.
Biri bilgi getirir,
biri o bilgiyi tasarıma dönüştürür.
Ve ortaya hem büyüyen hem de sahibi rahatlayan bir işletme çıkar.
Sektör Fark Etmez, Tasarım Fark Yaratır
İster butik çikolata üreticisi, ister enerji yönetimi danışmanlığı yapan bir şirket, ister nano teknoloji malzemeleri tasarlayan bir laboratuvar…
İster butik kahve kavurma evi, ister çevre analizleri yapan bir laboratuvar…
İster 3D baskı ile özel mobilya üreten atölye, ister sürdürülebilir tekstil üreticisi…
Hepsinin anatomisi aynıdır.
Fark yaratan şey:
- Teşhis
- Doğru plan
- Doğru sistem
- Doğru ekip
- Doğru uygulama
Ve koç tam olarak burada devreye girer:
Her işletmeye özel bir tasarım çıkarır.
O tasarımı yürütür.
Ve işletme sahibine bu tasarımı kendi başına sürdürebilecek kası kazandırır.
Sektörün özel olabilir.
Elbette her işletmenin kendi dinamiği vardır.
Ama işletmenin anatomisi değişmez.
Koçun bilmesi gereken şey—tam olarak budur.
Ve Son Soru…
Bu 6 adım işletmene uygulansa,
senin işletmende hangi adım/adımlar bugün en büyük farkı yaratırdı?
M. Devrim CİN
ActionCoach İşletme Koçu











